Deprem'de Ayna Tutmak

Bu yazının başlığını çok çevirdim kafamda. “Deprem ve Muz Kabuğu” istediğim bir başlıktı ancak bir yandan da alaycı bir nüktesi olmasını istemedim. Güneydoğu depremi sonrası yaşananlara alaycı yaklaşmak istemiyorum. Bizim memlekette kinik olmak çok zor değil - kurnaz olduğumuz ve çok akıllı insanlar olmadığımız malum - bu hususta trajiden çıkarımlarım benim için daha kıymetli. Bu yazıyı yayınladığım gün itibarıyla depremin üzerinden bir aydan biraz fazla zaman geçti, ben ancak düşüncelerimi topluyorum....

Nisan 9, 2023 · 10 dk

Akıl Notları

Bu post ara ara hortlayabilir… Metne dökmediğim, küçük akıl notlarını düşeceğim buraya. Kimileri bana ait, kimileri değil, kimileri esinlenmeler. Bunlar yazıyla olgunlaşmış düşünceler değiller… Belki bir gün kendilerine ait metinleri olur diye birikiyorlar… ‘Bordro mahkumu’ olmayacaksın… Yaşamak gerek. Bedenine, ruhuna, evine, sevdiklerine, hiç tanımadıklarına vakit ayıracaksın… Her birine benden birer gün (şimdilik). Kalan günler onların olsun; verdikleri üç beş kuruşa bunları yaşatmaya bak. İnsan kendini insan üzerinden tanır. Ya sokaklara çıkacak; onlarla konuşacak, yiyip içip düşüp kalkacaksın, ya da onları edebiyatta bulacaksın…...

Mart 30, 2022 · 1 dk

Kullanım Kılavuzlu Sanat

Çağdaş sanat sergilerinde farketmişsinizdir, aralarda eciş bücüş, duygu uyandırmayan eserler olur. Bunların yanında sayfalar dolusu metinler asmıştır sanatçı; Derrida’dan Foucault’ya, Frued’dan Lacan’a okuduğu metinleri yorumlayarak çalışmasını nasıl anlamlandırdığını ifade etmeye çalışmıştır. Halbuki esere bakarsınız, hiçbirşeye benzemediği gibi, metni okumazsanız sizde de ne bir duygu ne de bir düşünce uyandırır… öylesine plastik bir çalışmadan ibarettir iş. Hep merak etmişimdir; “çağdaş sanat enstitüsüsü"nün bu gibi ürünleri gerçek mi yoksa kandırmaca mı diye. Bütün o “çağdaş sanat eserlerini” yapıp, sözümona sanatçılar sonradan biraraya gelip gülüp eğleniyorlar mı sergiyi ziyaret edenlerle?...

Kasım 22, 2021 · 2 dk

Plajlarınıza Cesetlerimiz Vurduysa Özür Dileriz

Ben hiç savaşa gitmedim. Askerlik zamanı elimize tutuşturdular silahı, onda da 1 atışım var. “Savaşabilecek” bir özüm olduğunu da sanmıyorum – umarım sınanmam. “Siperde ateist olmaz” sözünü duyduğumda lise yaşlarındaydım. Din konusu henüz tereddüttü içimde. Sonraları tanrıyı dinden hariç de bulabileceğimi öğrendim kendi kendime. Sabah uyandığımda gazete kupüründe görmüştüm sahile vuran küçücük cesedi. Ağladım. Birçoğumuz ağladık belki. Hiçbir şey yapmadan hayata devam ettik. Dönüp dönüp resmi gözümde canlandırdığımda hala içim buruluyor; hiçbir şey yapmadan devam ediyorum, birçoğumuz gibi....

Şubat 29, 2020 · 2 dk

Deprem Oldu Bitti, Herkese Geçmiş Olsun

Geçtiğimiz hafta birçok yerden, depremde binalarının sağlam olup olmadığı ve bu yönde yapılabilecek tetkik ve araştırmalara yönelik sorulara denk geldim. Depremde binanızın sağlam kalıp kalmayacağını bilmenin bizim ülkemizde mümkün olmadığı düşüncesindeyim. Bunun nedenleri ayrı bir tartışma konusu. Burada paylaşmak istediğim, deprem olduktan ve enkazdan/binadan sağ çıktıktan sonra İstanbul’da neler yaşayabileceğimiz ve ne tedbirler alabileceğimiz üzerine fikir yürütmek. Ne de olsa binanın hasar alıp almaması kontrolünüzde değil ancak sağ çıktığımızda bizi bir mücadele bekliyor olacak, bir miktar da olsa bu süreç üzerinde kontrol sağlayabiliriz....

Ekim 7, 2019 · 7 dk